Başkan Ercengiz, Burdur Yenigün gazetesine konuştu

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Burdur Yenigün gazetesine açıklamalarda bulundu ve Başkan Ercengiz, yeniden adaylık niyeti hakkında…

Gazete sahibi Kürşat Tuncel, burduryenigun.com internet haber sitesi yazı işleri müdürü Onur Özkan ile muhabir M. Fatih Başcı’dan oluşan  Yeni Gün Medya ekibine konuşan Başkan Ercengiz şu sözlere yer verdi;

Ali Orkun Ercengiz, son 10 senedir Burdur siyasetinde en öne çıkan profillerin başında geliyor.  2013 yılında genç bir Eczacı iken aktif siyasete girerek önce CHP’nin Burdur belediye başkanını belirlemek için gerçekleştirdiği ön seçimi kazanarak 2014 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin başkan adayı, seçimi de kazanma başarısı göstererek belediye başkanı olan Ali Orkun Ercengiz, iki dönem dokuz yılı aşan bir süredir Burdur Belediye Başkanlığı görevini sürdürüyor.

 2023 yılının başından itibaren zorlu bir seçim sürecine giren Mayıs 2023’te genel seçim ile iki turlu cumhurbaşkanı seçimlerini geride bırakan Türkiye’de bugünlerde gündem daha çok ekonomik gelişmeler, sıkıntılar üzerine yoğunlaşsa da bir yandan da yerel seçim hazırlıkları da yavaştan başlamış durumda. Türkiye’de seçmen sekiz ay sonra bu kez mahalli seçimler, belediye başkanlarını belirlemek için sandık başına gidecek.

İşte; şu ortamda yerel seçime ilişkin hazırlıkların, stratejilerin ve taktiklerin geliştirilmeye başladığı süreçte, belediye başkan adaylarının kimler olacağı, partilerin aday tercihleri, en büyük merak konularının başında geliyor.

Burdur’da da seçim, demokrasi tarihimizde Burdur belediye başkanlığı seçimlerinin özel, ayrı bir yeri var…

Burdur şehir merkezinde belediye başkanlığı yarışları hep büyük bir heyecana, rekabete sahne olmuştur. 2024 yerel seçimlerinin de Burdur’da yine büyük bir çekişme içinde geçmesi bekleniyor.

Burdur’da şimdiden başlayan 2023 yerel seçim kulislerinde en çok konuşulan konu başlıklarından biri de mevcut başkan Ali Orkun Ercengiz’in ne yapacağı? Yine aday gösterilecek mi? CHP Genel Merkezi’nin Burdur’da aday noktasındaki tavrı ne olacak? Ercengiz üçüncü kez seçilebilecek mi? Tüm bu soruları uzatmak, çeşitlendirmek mümkün…

Burdur’da seçim ve demokrasi kültürüne, bilincine katkı sağlamak için özel yayınlar, içerikler üretme çabası içerisinde olana Yeni Gün Medya ekibine konuşan Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, yine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 Başkan Ercengiz Yeni Gün Medya ekibine verdiği demeçte, geride bıraktığımız Mayıs 2023 seçimlerinden, belediye çalışmalarına ve yerel seçim sürecine kadar geniş yelpazede değerlendirmelerde bulundu.

Gazetemiz sahibi Kürşat Tuncel, burduryenigun.com internet haber sitesi yazı işleri müdürü Onur Özkan ile muhabirimiz M. Fatih Başcı’dan oluşan  Yeni Gün Medya ekibine konuşan Başkan Ercengiz, yeniden adaylık niyeti hakkında ise; “mevcut belediye başkanları şu anda genel başkan referansı olarak zaten potansiyel aday. Nereye kadar aday? Eğer başarısız değilse, halkta karşılığı bitmemişse” sözleriyle halkta karşılığı olan belediye başkanlarının doğal aday olduğunu vurguluyor.

”Kişisel beklentilerle veya beklentilerine karşılık bulamayanların bir araya gelerek ürettikleri dedikodulardan yıpratılmaya çalışıldığımın zaman zaman farkındayım. Bu hızlandı” diyen Başkan Ercengiz; “eğer ki; sokakta vatandaş tercihini benden yana kullanmama yönünde bir eğilimi hissedersem ne kendime ne de partime kaybettiren bir seçimi istemem. Mevcut belediye başkanı olarak bizim performanslarımızın değerlendirmesini zaten Genel Merkez yapacaktır. Genel Merkezin şöyle bir yol gösterme şekli olursa; ‘değerli başkan biz 2 dönem sizinle çalıştık. Bundan sonraki süreçte seçimle ilgili tereddütlerimiz var’ dediği anda şu anlama gelir; sizin adaylığınızı düşünmüyoruz. Biz de o zaman iki dönem için ‘Allah bereket versin, memleketimize hizmet ettik, çalıştık, çabaladık. İnşallah partimiz kaybetmez’ deyip partimizin göstereceği adayın kolunu kaldırır, onun için sokakta çalışmaya devam ederiz.

Bu tercih bizden önce elbette partinindir. Bize düşen tarafı ise şudur; bu gücü kendimizde görüp, görmediğimiz ya da biz bıraktığımız anda bu bayrağı yere düşürmeyeceğine inandığımız bir aday varsa ortada yani böyle bir profil oluştuysa eğer, gönül rahatlığıyla bırakırız. Ama burada bir tereddüt oluşursa o zaman kimse de kusura bakmasın 10 yıllık emeği çöp yapmayız.”

Başkan Ercengiz’in röportajında öne çıkan kesitler, pasajlar şöyle:

“Kutuplaşmaya dikkat çekti; Türkiye yarı yarıya ayrılmış durumda”

“2023 genel seçimleri tüm siyasi partiler açısından çok önemliydi hem de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin test edilip onay verilip verilmeyeceği bir seçimdi. 2023 Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını karşılayan bir yıl. Bu anlamda özellikle partimiz beklentiyi Cumhuriyet ve değerleri üzerine yükseltti. Bunu yapmakta son derece de haklıydı. Çünkü; biz birçok şeyi Cumhuriyet’e borçluyuz. Bugün seçme ve seçilme hakkımızdan tutun da kendimizi çağdaş uygarlıklar düzeyinde yarışır hissetme duygusu bile Cumhuriyet’in bize faziletleri, nimetleriydi.

Diğer taraftan mevcut iktidar partisi oluşturduğu koalisyonlarla, ittifaklarla iktidarının devamını sağlayabilmek için iddia ortaya koymuştu.

Bu anlamda çok zorlu bir yarış oldu. Aslında at başı gitti. Bizim içinde bulunduğumuz ittifak şu günkü yaşanan beşeri değerler üzerinden yani insanların yaşadığı ekonomik sıkıntılar, gelecek kaygısı, Türkiye’deki üretim, tüketim dengesizliği ve rasyonel politikalar üzerinden siyaseti olgunlaştırmaya çalıştı. Buna karşılık karşı ittifak ise; iç güvenlik ve dış tehditlerini daha çok ön plana çıkartarak yani ihtiyaçlar hiyerarşisinde, ilk güvenlik kaygısının ortadan kalkmadığı bir kurguyla beka ve güvenliği ortaya çıkardı. Türkiye’de buna göre bir oylama yapıldı.

Ama şu kesin ki artık Türkiye yarı yarıya ayrılmış durumda.

Siyaset seçim tercihleri vatandaşımızın makul, mantık ve vicdan çerçevesinin yanı sıra belli ölçüde de fanatizme döndü. Her iki taraf için de. Kendi tarafını toptan kabul eden karşı tarafı toptan reddeden bir anlayışa sürüklendi. Biz bunu demokrasi açısından çok sağlıklı bulmuyoruz. Demokrasi ne kadar geniş bir yelpazede insana, topluma alternatif sunabilirse bu anlamda başarılı olur. Demokrasi bu anlamda gelişir.

“Burdur il genelinde üç bölgede üstünlük kurduğumuzu görüyoruz”

 Burdur özeline baktığımızda 3 bölgede Cumhuriyet Halk Partisi’nin  (CHP) Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AK Parti) ve diğer partilere üstünlük kurduğunu görüyoruz. Bu noktada da Burdur ve Yeşilova merkezleri yerel yönetimlerinin devamının olduğu, halen sürdürüldüğü yerler olarak çok dikkat çekici bir durumda. Bunun yanı sıra geçmişte potansiyelimizin yüksek olduğu ve her an yerel iktidarda da el değişebileceğinin göstergesi olan Karamanlı’yı gördük. 2014 yılında da az bir oy farkıyla kaybedilmişti Karamanlı.

”Yerel de güçlüyseniz, genelde de güçlü olursunuz…”

Sonuç şuraya geldi; eğer, yerelde güçlüyseniz genelde de güçlüsünüz. İstanbul’da, Ankara’da bu böyle oldu. İzmir’i zaten söylemeye gerek yok. Antalya, Mersin, Adana, sadece Hatay sıra dışı bir örnek olarak karşımıza geldi. O da deprem gerçekliğiyle yüzleşmiş bir vatandaş, orada başka şeyleri oyladı belki de. Herkesin oyuna saygımız olmakla birlikte yerel yönetimlerde ne kadar güçlüyseniz genel yönetimde de o kadar güçlü olmaya aday oluyorsunuz. Bunun en somut örneği sayın Cumhurbaşkanı’nın 1990’lı yılların başından itibaren başlayan büyükşehir İstanbul macerası onu iktidara taşıdı ve uzun yıllardır da iktidar sahibi yaptı.

“Çözüm önerilerinin sahaya sunulması ve hatta varsa çözümü,

 sahada gösterilmesi, çözümün yurttaş tarafından hissettirilmesi gerekir”

 Adaylarımızın toplumda karşılık bulması, adaylarımıza örgütümüzün destek olması bununla birlikte yıllardır Bucak’ın önemli bir belirleyici bir faktör olarak seçim ve siyaseti etkilediğinin farkında olarak bizim de alana inip çoğunlukla Bucak bölgesinde tabi Burdur’da böyle bir temsilden söz edildiği için bu şekilde konuşabilirim Bucak adayı olarak gösterilen Hülya arkadaşımızın karşılık bulmuş olması birçok faktör üst üste konuldu.

Siyaset belli bir alana sıkıştırılamaz, pergel açarak büyümeden, büyütmeden iktidar olmak mümkün değil. Pergeli çok geniş bir alana açıp daha çok insanı kucaklayan siyaset üretmemiz gerektiğini her fırsatta söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim.

Bu zaten bu seçim döneminde 6 siyasi partinin bir araya gelerek ittifak kurmasında da somut beden buldu. Ben Burdur özeline geldiğimizde ise zaten Burdur’un seçmeninin ilk soruya verdiğim cevaptaki kadar fanatik bir kitle olmadığını kendi değerleri üzerinden aklına, mantığına yatan adayda uzlaşabildiğini de biz yerel seçimlerde gayet net gözledik. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim mutlak surette pergeli daha da genişletmemiz gerekiyor. Yani bu partiye katılım, partinin yönetimini söz sahibi yapma anlamında değil ürettiğimiz siyaset anlamında.

Yani kırsaldaki köylünün hissettiğini içselleştirmek, organize sanayide çalışan emekçinin derdiyle dertlenmek, işsizsin işsizliğini ortadan kaldırabilecek politikalar üretmek. Dolayısıyla bizim kafayı daha da yormamız gerekiyor. Büyüklerimiz, parti genel başkan danışmanları, çok çalıştılar, bunlara çok kafa yordular belki ama bunun halka ifadesi çok daha önemli. Bunların tespit edilmesi yetmez. Çözüm önerilerinin sahaya sunulması ve hatta varsa çözümü, sahada gösterilmesi, çözümün yurttaş tarafından hissettirilmesi gerekir. Bu konuda eksikler olmuş olabilir. Bunun için kafa yoruyoruz.

”İnsanların yaşam tarzına müdahale eden, ayrıştıran,

ötekileştiren bir belediyecilik anlayışını 10 yıldır getirmedik”

 Burdur merkez seçim sonuçlarını özel olarak inceledim. Mahalle mahalle de inceledim. Neticede beklenti ile ilintili bir seçmen profilini ayrı şekilde görüyoruz, kısmen de olsa bir fanatik seçmen kitlesini görüyoruz. Diğer taraftan baktığımızda da Türkiye gerçekleriyle örtüşen bir seçmen kitlesini görüyoruz.

Şimdi biz burada nasıl bir fark yaratmışız Cumhuriyet Halk Partisi olarak belki buna kısmen benim de ekibimle birlikte bir katkım vardır Burdur Belediyesi olarak ya da belediye başkanlığı olarak yaptığımız çalışmalar anlamında.

Bir kere biz insanların yaşam tarzına müdahale eden, ayrıştıran, ötekileştiren bir belediyecilik anlayışını 10 yıldır getirmedik. Özellikle dezavantajlı mahallelerimizde sorun çözümü konusunda daha hızlı hareket etmeye çalıştık. Oralara yol, altyapı yatırımlarımızı daha güçlü tutmaya çalıştık. Kentin yaşam alanlarını genişletmeye çalıştık. Hayatı kolaylaştırmaya çalıştık. Hayatı belli ölçüde yani nasıl ucuzlaştırırız? sorusunu kendimize sorduğumuzda belediyemizin sosyal tesisleri burada denge olsun dedik. Dolayısıyla vatandaş sosyal demokrat bir belediyecilikte konforlu yaşayarak belki eğilimini partimizden yana kullanmış olabilir.

“Aday belirleme sürecinden tutun da belediyelerin

10 yıllık, 15 yıllık ne kadar iktidarda kaldıysa

bu karnelerin değerlendirilmesi de yapılacak”

 Başarısızlığın sahibi yoktur, başarı paylaşılır. Ama şu da bir gerçektir; mutlaka yerel yönetimde bir başarısızlık varsa bu genele yansır. Yerelde bir başarı varsa bu da mutlaka genele yansır.

Ama asıl önemlisi bana göre şudur; ittifak seçim sistemine göre artık bundan sonra her seçim genel-yerel anlamında birbirine paralel yürüyecek. Burada aday belirleme sürecinden tutun da belediyelerin 10 yıllık, 15 yıllık ne kadar iktidarda kaldıysa bu karnelerin değerlendirilmesi de yapılacak.

Ancak bana göre burada artık lider odaklı, aday odaklı veya o günün konjonktüründe marj değer neyse onun üzerinden yapılacak siyaset yürüyecektir.  Ben şuna inanıyorum; 2024 yerel seçimlerinde İstanbul başta olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi bütün kaybettiği büyükşehirleri geri alıp üstüne daha fazla koymak isteyecek. Dolayısıyla yukarıdan aşağıya gelindiğinde sayın Cumhurbaşkanının grup toplantısında yaptığı hitabında ‘kaybedilen belediyeler başta olmak üzere hepsi için daha fazla çalışın’ talimatı veriyor.

Bu sonuçta bir demokrasi yarışı olduğu gibi bir güç yarışı. Kimse gücü elinden kaybetmek istemez. Bu anlamda da biz dokuz buçuk yıllık karnemiz halk tarafından elbette değerlendirilecek. Bize zaman zaman soruluyor sokakta; ‘aday mısınız?’ diye…

Öncelikle bu soruya cevap vermeden önce, şu soruya cevap aramak gerek, değerlendirmek lazım. O değerlendirme de Burdur’da 9.5 yılda ne yapıldı? Burdur’da biz kendi adımıza nasıl bir karar aldığımızı elbette sorgulayacağız. Vatandaşımızın bizimle ilgili düşüncelerini değerlendireceğiz. Sonuçta yaptığımız siyasette kimse kaybetmek istemez. Yani kaybeden siyasetçi olmak istemez. Ama kaybedilecek bir seçimde hiçbir siyasetçi başkasına bırakmak istemez. Eğer; bu seçim siyaset kaybediliyorsa ve bunu görüyorsanız o zaman size düşen nedir; kolları, elleri sıvayıp, dört elle sarılmaktır.

Dediğim gibi 9.5 yılın özetinde aslında Burdur’da içinde yaşayanlar için kanıksanarak zaman zaman değişimin unutulduğu birçok nokta var, birçok alan var. Ama dışarıdan her yeni gelişte ya da farklı zamanlarda Burdur ziyaretlerinde vatandaşlarımızın bu değişimi fark ettiğini, gözle görülecek birtakım yeniliklerini hissettiğini bizlere geri dönüş olarak yapıyor vatandaşlarımız. Olması gereken de budur zaten. Bu görevlerde siyasi çekişme değil hizmet noktasıdır.

Suya köklü çözüm zamanı

İl olarak milletvekili siyasetçileri açısından yeni bir döneme başladık. Seçim döneminde verilen birtakım sözlerin takipçisi olacağını zaten söylemiştik. Bu konuda da samimiyet gösteren Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri ime Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilimize teşekkür etmek istiyorum. Kolları sıvadık. Burdur’un su sorununu evet biz kısa vadede çözdük. Bu yaz inşallah bir susuzluk sorunu yaşanmayacak. Ama bu sorunun kısmi değil küllü çözümü sağlanması lazım. Bu sorun artık Burdur’un gündeminden çıkması lazım. Kayıp, kaçak mı engellenecek? Evet engellenecek!

Nasıl engellenecek; şebeke yenilenecek, ‘kardeşim asfalt döküyorsun, niye döküyorsun’ ama kayıp kaçağı engellemek için bana fon lazım. İller Bankası desteği lazım. 5 yıl, 7 yıl, 8 yıldır bu talebimiz realize edilemediğine göre vatandaşımızı tozun, toprağın içerisinde yaşatmayacağız. Yani o gün o asfaltı dökmeseydik ya da o gün o döktüğümüz asfalt bugün yenilenme vaktine geldi. Vatandaşı 5 yıl, 10 yıl mağdur edemezsiniz.

Yapılacaksa o altyapı çalışmasını da büyük bir yüreklilikle isterse yarın seçim olsun bugün o kazma vurulacaksa vuracağız, çünkü; değerlerimizi yitiriyoruz, kaybediyoruz. Bunun ekonomik boyutu da her geçen gün daha büyük bir külfet olarak Burdur halkına geliyor. Bakın içme suyu arıtma tesisimiz hazır. Atık su arıtma tesisimiz bitti. Memleketin çöp sorunu çözüldü. 20-30 yıllık meydan hayali bitti. Yeni kapalı Pazar yerleri, yeni kreşler, Burdur tarihinde hiç olmamış bir şeyi yerel yönetim olarak hayata geçirdik. Engelli gündüz bakımevi ve önümüzdeki süreçte temelini atacağımız spor salonu ve inşallah sözünü vermiştik yeni bir hizmet binasının da temelini atarak yapımına başlayacağız.

Bunlar aslında çok küçük şeyler değil. Burdur halkı uzun zamandır keyifli, konforlu bir şehirde yaşıyor. Evet trafik sorunu olabilir mi? var. Ama Burdur Türkiye’nin en çok üçüncü aracına sahip ve bu konuda da vatandaş olarak en rahat vatandaş toplumuna sahip iliz. Bugün aracımızı istediğimiz yere park edip gidebiliyoruz. Bu yüzden de trafik sorunu var. Bunların hepsi çözüm bekler, çözüm ister ama karşılıklı anlayışla, samimiyetle vatandaşımızın daha çok elini taşın altına koyduğu ve bu konuda fedakarlık yaptığı yöntemlerle çözülecek. Biz adım adım doğru yolda ilerliyoruz. Çünkü; Burdur’un temel altyapı sorunlarının çözülmesi çok önemliydi. Bu ödevleri de yerine getirdik.

“Artık bir ‘üniversite şehri’ formatını oturtmalıyız”

Her şeyden önce artık bir üniversite şehri formatını oturtmalıyız. Bundan sonra yöneleceğimiz alanlar üniversite öğrencisinin bu kentte konfor düzeyini arttırmak, yaşam kalitesini arttırmak ve kendini ifade edebileceği alanları çoğaltmak. Eskişehir örneğinde olduğu gibi. Zaten hani sürece baktığınız zaman aslında Yılmaz başkan için de süreç böyle işlemişti. Hatta bir anneler gününde tesadüf Antalya dönüşü annelerle beraber olduğumuzda Yılmaz başkanla Burdur’da biraz bir saha çalışması yaptığımızda; ‘çok hızlı gitmişsin Ali’cim seni tebrik ederim. Ben bunları ikinci dönemimde ancak tamamlamıştım’ demişti.

Bizim merkezine insan koymadığımız hiçbir proje anlam ifade etmez. İnsan yaşamını, konforunu yani yıllardır şu AVM (alışveriş merkezi) hikâyesini bir türlü aşamadık.

Ama biz AVM’yi farklı bir formata getireceğiz. AVM değil, AVM artık telefonumuzun içinde. İstediğimiz gömlek, pantolon, ayakkabı neyse orada.

Ama asıl yapılması gereken hafta sonu veya mesai dışında bir ailenin çocuklarıyla birlikte zaman geçirebileceği bir sosyalleşme mekanına ihtiyaç var. Yani çocuk gidecek orada hamburger mi yiyecek, aile gidecek sinema mı izleyecek, kadınlar gidip orada buluşup birlikte yemek mi yiyecek?

Yani buna benzer bir alan tasarlıyoruz, planlıyoruz inşallah bunu eğer bir yatırımcı faaliyetiyle yapamazsak bunu da yine kolları sıvayıp Burdur Belediyesi olarak belki işletmeci kendimiz olmayabiliriz bu süreç içerisinde henüz bir öngörüm yok, ama böyle bir alanı da Burdur’umuza kazandıracağız. Majör projelerimizden biri bu. Ben başından beri hep söyledim; ayakları yere basan projelerle halkımızın karşısına çıktım. Dedim ki; ‘biz uzay mekiği yapmayacağız, biz bir NASA üssü kurmayacağız, biz yaşam kolaylaştıracağız.’ Yeni alanlar yaratacağız. Zaman kaybettiğimiz yerler oldu.

Bunlar siyasi saiklerle ve kişisel itirazlarla Burdur Belediyesi’nin ve halkının geleceği ile oynanan girişimlerde bulunuldu. Allah’a şükür onların hepsinden de çok şükür alnımızın akıyla çıktık. Orada da sorun yok. Belki bundan sonraki süreçte Burdur Belediyesi marifetiyle, kendi eliyle, halkımızın gönlüyle biz yeni yolların açılmasını, yeni alanların oluşturulmasını da sağlayacağız. Burdur’a yeni bir alan daha kazandıracağız.

Halkta karşılığı olan başkan vurgusu

İki dönem Burdur halkı beni çok özel bir görevle taltif etti, beni onurlandırdı, ailemi onurlandırdı. Bundan sonraki süreçte ömrümüzün sonuna kadar bizden sonra çoluğumuza, çocuğumuza bırakacağımız güzel bir ismimiz olacak. Ben en azından iyi niyetle yaptığımız bütün işlerin bizim adımızla anılacağını ümit ediyorum.

Biz 2019 yılında da adayız diye ortaya çıkmadık. Şimdi zaten görev başında bir belediye başkanı sadece ben değil, şu anda görevi başında belediye başkanlarımızın çoğu böyle bir davranış içerisine girmez. Neden? Zaten mevcut belediye başkanı. Başarılıysa, halkta karşılığı varsa, bilimsel çalışmalar neticesinde halen bir arıza, maraz yoksa ve kendini iyi hissediyor, güçlü, dinamik ve bu görevi yapabileceğine inanıyorsa zaten siyasi partiler kolay kolay sürpriz aramaz.

Genel seçim sürecinde de biz adaylık konusuyla ilgili genel merkezimizle ‘belediye başkanları milletvekili adayı olmayacak’ dendiği süreçte dar kapsamlı bir görüşmemiz olmuştu. Genel Başkanımız, biz belediye başkanlarına şöyle bir cümle kurdu; ‘başarılı belediye başkanları mevziiyi terk etmesin. Biz yerel seçimlerde kayıp yaşamak istemiyoruz.’ Genel Merkezin bize verdiği mesaj çok açık ve netti. Biz memnun olduklarımızla yola devam edeceğiz ve sizler aday olsanız da sizleri aday göstermeyeceğiz.

Netice itibariyle mevcut belediye başkanları şu anda genel başkan referansı olarak zaten potansiyel aday. Nereye kadar aday? Eğer; başarısız değilse, halkta karşılığı bitmemişse. Örgütümüzle zaman zaman görüşüyoruz. Ön seçimle ilgili bir beklenti var. 2014 yılında ön seçimle belirlenmiş bir belediye başkan adayıyım. Genel Başkan da şöyle bir cümle kurdu; ‘biz ön seçim ihtimaline karşılık yapılan hazırlıkların da farkındayız. Yani beklentisi olan birtakım siyasi aktörlerin yedi ceddinden, eşinden, dostundan, tanıdığından, ömründe partinin önünden geçmemiş insanları partiye üye olarak üyelik anlamında kayıt yaptığını biliyoruz. Bunun da farkındayız.’

Bu noktada elbette görüşmelerimiz olacaktır. Ben kendi adıma sadece şu hesabı yaparım; eğer ki, sokakta vatandaş tercihini benden yana kullanmama yönünde bir eğilimi hissedersem ne kendime ne de partime kaybettiren bir seçimi istemem. Ben bunu ölçerim, değerlendiririm. Şimdi biz bunu zaman zaman yaşadık, kişisel beklentilerle ve ya beklentilerine karşılık bulamayanların bir araya gelerek ürettikleri dedikodulardan yıpratılmaya çalışıldığımın zaman zaman farkındayım. Bu hızlandı. Bu böyledir sadece benim için değil. Örneğin çok somut bir şey söyleyeyim; kendisini severim alınıp, gücenmesin, Burdur’a da çok hizmeti vardır, kendisine de teşekkür ederim. Mesela Bayram Özçelik beyi her seçim döneminde güya bir köyden kovarlar, uzaklaştırırlar. Seçim sonucuna bir bakarız 60-70 çıkar o köyden. Bu şöyledir; insanlar zaman zaman öfkelenebilir, eleştirebilir, kızabilir, ama kimse gidip kasabını değiştirmez, kimse gidip marketini değiştirmez. Seçmende hele şu ittifak düzeylerinde yapılan seçimlerde kolay kolay tercihini değiştirmez.

“10 yıllık emeği çöp yapmayız”

Adaylar olur mu? Olabilir. Biz aday mıyız? Siyasi jargon olarak baktığımız zaman ben adayım dediğinizde siz de doğal olarak aday adayı oluyorsunuz. Ama mevcut belediye başkanı olarak bunun değerlendirmesini zaten Genel Merkez yapacaktır. Genel Merkezin şöyle bir yol gösterme şekli olursa; ‘değerli başkan biz iki dönem sizinle çalıştık. Bundan sonraki süreçte seçimle ilgili tereddütlerimiz var dediği anda şu anlama gelir, sizin adaylığınızı düşünmüyoruz.

Biz de o zaman iki dönem için ’Allah bereket versin, memleketimize hizmet ettik, çalıştık, çabaladık. İnşallah partimiz kaybetmez’ deyip partimizin göstereceği adayın kolunu kaldırır, onun için sokakta çalışmaya devam ederiz. Bu tercih bizden önce elbette partinindir. Bize düşen tarafı ise şudur; bu gücü kendimizde görüp, görmediğimiz ya da biz bıraktığımız anda bu bayrağı yere düşürmeyeceğine inandığımız bir aday varsa ortada yani böyle bir profil oluştuysa, eğer; gönül rahatlığıyla bırakırız. Ama burada bir tereddüt oluşursa o zaman kimse de kusura bakmasın 10 yıllık emeği çöp yapmayız.”

YENİGÜN MEDYA