Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Önce 17-25 Aralık’ta, ardından 15 Temmuz’da hainleri bozguna uğrattık. Ancak halen FETÖ virüsünü bünyeden tamamen söküp atamadık. FETÖ ile mücadelemiz hız kesmeden, aynı kararlılıkla devam edecek…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Önce 17-25 Aralık’ta, ardından 15 Temmuz’da hainleri bozguna uğrattık. Ancak halen FETÖ virüsünü bünyeden tamamen söküp atamadık. FETÖ ile mücadelemiz hız kesmeden, aynı kararlılıkla devam edecek. Burada toprağa düşen kahramanların kanını asla yerde bırakmayacağız. Devletine ihanet edenler, milletine kurşun sıkanlar, ruhunu bir dolara satan alçaklar bunun bedelini mutlaka ödeyecekler” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı’nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, her biri ülkeye, bayrağa sevdalı 51 vatan evladının şehit edildiği yerde bulunduklarına dikkati çekti.
FETÖ’cü hainlerin, 15 Temmuz gecesi bu noktaya F-16 uçaklarıyla iki ayrı saldırı düzenlediklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“İlk saldırıda Havacılık Daire Başkanlığımızda görevli 7 kardeşimiz; ikinci saldırıda ise Özel Harekât Daire Başkanlığımızda vazifeli 44 kardeşimiz burada şehit düştü. Çoğu hayatının baharında, gözünü kırpmadan şehadete yürüyen bu kardeşlerimiz hem şahsiyetleri hem de kabiliyetleriyle temayüz eden vatan müdafileriydi. Hepsi ay yıldızlı al bayrağımıza, bu memleketin her bir karışına aşkla bağlı, vatan ve millet sevdalılarıydı.
Şehit edilen her bir polisimiz vakar, merhamet ve cesaret abidesiydi. Onlar Türkiye’nin Akıncı beyleriydi. Selam olsun bu milletin Akıncı beylerine. Can feda olsun kahraman polisin, Özel Harekat erlerine. Kahraman şehitlerimizin kabirleri pür nur olsun. Rabbim onları Peygamber Efendimize komşu eylesin inşallah. Malumunuz, ‘şehit’, şahit olan, hazır bulunan demektir. Evet, onlar şu anda bizleri görüyor, bizleri duyuyor. Rabbimizin lütuf ve keremine de inşallah mazhar oluyorlar. Peygamberlikten sonraki en yüce makamda gönül huzuruyla oturuyorlar. Cenabımevla bizleri şehitlerimizin şefaatine nail eylesin. Rabbim sizlerin de ayağına taş değdirmesin. Sizleri daima muzaffer ve muvaffak eylesin diyorum.
“21’inci asrın haşhaşileri olan FETÖ’cüler ülkemize yönelik büyük bir pusu kurdu”
15 Temmuz 2016’da, bu topraklardaki bin yıllık tarihimizin en ağır ihanetlerinden birine uğradık. Gazi Meclisimiz, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz, Genelkurmay Başkanlığımız, Ankara Emniyetimiz, TRT ve Türksat’ın yanı sıra Gölbaşı’ndaki Özel Harekât Başkanlığımız da saldırıya maruz kaldı. 21’inci asrın haşhaşileri olan FETÖ’cü alçaklar, ülkemize, milli iradeye ve geleceğimize yönelik büyük bir pusu kurdu. Demokrasimize hedef alan FETÖ’cü hain sürüsünün o geceki saldırılarında tam 253 vatandaşımız şehitlik mertebesine ulaştı.
Bıyıkları daha yeni terleyen delikanlılardan, Nene Hatun misali namlulara meydan okuyan hanım kardeşlerimize; bir yıllık hasadını feda etmekten çekinmeyen çiftçilerimizden, ‘gün vatana sahip çıkma günüdür’ diyerek öne atılan akademisyenlerimize kadar nice kardeşimizi, dostumuzu, yakın mesai arkadaşımızı o gece şehit verdik. 2 bin 740 vatandaşımız ise yaralandı ve gazilikle müşerref oldu. Yurdu yaşatmak için can veren, ama canından aziz bildiği vatanını işgalcilere teslim etmeyen kahramanların haklarını asla ödeyemeyiz.
“Kendilerini vatan uğruna feda eden her kardeşimin bambaşka hayalleri vardı”
Bakın, o gece burada al kanıyla toprağı sulayan şehit polislerimizden biri de Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit evladımızdı. Cennet… Adı Cennet. İnşallah cennetlik. Komiserimizin aklında, yüreğinde, duasında hep şehadet vardı. Akademideki eğitiminin sonlarına doğru Özel Harekat’a niçin geçmek istediğini, anne ve babasına telefonda şu sözlerle ifade etmişti: ‘Babacığım, benim şehit olmamı istemiyor musun? Anneciğim, bizler şehit olacağız, sizler evlerinizde rahat edeceksiniz.’ Evet, şehit Cennet Yiğit, hepimizin yüreğine ok gibi işleyen bu sözleri söylemişti.
Şehadet arzusunu dillendiren Özel Harekât Dairemizin bir diğer şehidi ise Emniyet Müdürü Önder Güzel’di. Merhum şehidimiz, darbe girişiminden bir gün önce yaptığı bir konuşmada yol arkadaşlarına şöyle diyordu: ‘Özel Harekat’ı bırakmayın. Ölüm Allah’ın emridir.’
Özel Harekât Daire Başkanlığında görevli şehit Akif Altay ise eşine, ‘Rabbim seni çocuklarım için, beni de vatan için yaratmış’ diyen bir memleket aşığıydı. Şüphesiz buradaki her şehidimizin ayrı bir hikayesi var. Kendilerini vatan uğruna, istiklal ve istikbalimiz uğruna feda eden her kardeşimin bambaşka hayalleri, bambaşka umutları vardı.
“FETÖ’cü alçaklar, ne yaparlarsa yapsınlar, sonsuza kadar lanetle, nefretle hatırlanacaklar”
Şunu herkesin, özellikle de şehit yakınlarımızın iyi bilmesini isterim: Milletin kendilerine emanet ettiği silahlarla bu kardeşlerimizi ailelerinden ve bizden koparan FETÖ’cü alçaklar, ne yaparlarsa yapsınlar, sonsuza kadar lanetle, nefretle hatırlanacaklar. Şehitlerimiz ise daima hayırla yad edilecek, bu milletin gönlünde ayrı bir yer tutacak, dua ile, minnet ile, rahmet ile anılacaklar. Şehit ve gazilerimize olan vefa borcumuzu hiçbir zaman unutmayacak, genç nesillerin de daima hatırlamasını sağlayacağız.
“Halen FETÖ virüsünü bünyeden tamamen söküp atamadık”
Örgütten gelen en büyük tehditleri, en büyük taarruzları başarıyla atlattık. Önce 17-25 Aralık’ta, ardından 15 Temmuz’da hainleri bozguna uğrattık. Ancak halen FETÖ virüsünü bünyeden tamamen söküp atamadık. FETÖ ile mücadelemiz hız kesmeden, aynı kararlılıkla devam edecek. Burada toprağa düşen kahramanların kanını asla yerde bırakmayacağız. Devletine ihanet edenler, milletine kurşun sıkanlar, ruhunu bir dolara satan alçaklar bunun bedelini mutlaka ödeyecekler.
Gevşemeden, rehavete kapılmadan, hata yapmadan, sulandırmadan; masum ile mücrimi tefrikini çok iyi yaparak bu hain örgütü ülkemiz için bir tehdit unsuru olmaktan inşallah tamamen çıkartacağız. Bunun için tedbiri ve teyakkuzu asla elden bırakmamamız gerektiğinin altını tekrar çiziyor; Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.
Özel Harekât ve Havacılık Daire Başkanlığındaki 51 şehidimizle birlikte, 15 Temmuz’da ebediyete uğurladığımız 253 şehidimizin tamamına Rabbimden bir kez daha rahmet niyaz ediyorum.
Sizlere şu anlamlı dizelerle veda etmek istiyorum: ‘Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz; yürürüz. Düşer mi tek taşı sandığın harimi namusun? Meğer ki harbe giren son nefer şehit olsun. Allah-u Ekber.’
( ANKA )